ANTİ-ART
Karşı Sanat, Anti-sanat olarak da bilinir, geleneksel sanat kavramlarına genel bir karşı çıkışı simgeleyen kavram. Dadacılık, gerçeküstücülük ve benzeri devrimci sanat akımlarınca benimsenmiş ve temelde içeriği aynı kalmakla birlikte, farklı anlamlarda kullanılmıştır.
1920'de Richard Hülsenbeck ile Raoul Hausmann'ın bir dada sergisinde sanatın öldüğünü ilan etmeleri; 1968'de sanatçının yaratıcı kişiliğine, kültürel birikimine ve doğal yeteneğine yöneltilen saldırılar ya da bir sanat yapıtının oluşturulmasında harcanan çabanın yersiz bulunması karşı-sanat kavramından kaynaklanır. Yaratıcılığın yalnızca sanatçıya özgü olmadığını ve herkeste bir yaratıcılık olduğunu savunan görüşler de bu bağlam içinde değerlendirilebilir.
Anti sanat / Anti estetik / Karşı sanat:
- Geleneksel sanat kavramlarına,
- Geleneksel sanata,
- Sanatçı kavramına,
- Geleneksel sanatsal standartlara,
- “Yüksek sanat” değerlendirmesine,
- Sanat piyasasına,
- Sanatta bireyciliğe,
- Sanatta globalliğe,
- Bir meslek olarak sanata,
- Sanatın toplum üzerinde baskı kurmasına,
- Sanat ile hayat arasındaki ayrıma karşı çıkar.
- Anti sanatçılar, sanat piyasasına karşı oldukları için, sanat eseri olarak satılamayacak ürünler verme yolunu seçer.
- Anti sanat zamanla sanat dünyası tarafından sanat olarak kabul gördü. Ama günümüzde de Duchamp’ın hazır objelerini sanat olarak kabul etmeyenler var. Bunlara ise anti-anti-sanatçılar deniyor.
- İlk anti sanat olarak kabul edilen Dadacılık, Avrupa çıkışlı bir akım olmasına ve 1916-1922 arasına tarihlenmiş olmasına rağmen, 1950’lerde ABD’de Neo Dada ile, 1960’lar ve sonrasında ise Happenings, Performans Sanatı ve Kavramsal Sanat ile etkileri çok uzun sürmüş bir akım/felsefedir.
- Zıtlıklar, çelişkiler, paradokslar ve ironiler, Dadacılarda sıkça rastlanan özelliklerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder