12 Haziran 2014 Perşembe

Dışavurumculuk (ekspresyonizm), doğanın olduğu gibi temsili yerine duyguların ve iç dünyanın ön plana çıkarıldığı 20. yüzyıl sanat akımı. Politik istikrarsızlık ve ekonomik çöküntü ortamında Almanya'da pozitivizm ve naturalizm ve empresyonizm akimlarina karsi olarak ortaya çıkmıştır. 19. yüzyılgerçekçilik ve idealizmine karşıt anti-natüralist öznelliğe sahip bir bakış açısı içerir. Ayrıca kuzeyli, Cermen halk sanatı biçimleri ve kabile sanatları da etkilendiği diğer kaynaklardır. Dışavurumcu sanatın amacı, sanatçının duyguları ve iç dünyasını renk, çizgi, düzlem ve kütle aracılığıyla dışavurmasıdır. Bu duyguları daha iyi yansıtabilmek için sanatçı geleneksel kuralların dışına çıkarak gercegin biçimini bozma yöntemini kullanır ve sanatcinin oznel duygularina dayanmaktadir.
(Dışavurumcu resim örneği: Eduard Kosmack'ın portresiEgon Schiele)

Dışavurumculuk, hayatta var olan çirkinlikleri, güzelmiş gibi gösteren sanat anlayışının, insanları kandırmak olduğunu savunur ve bu durumu kesinlikle reddeder. Dışavurumculuk, hayatta bulunan gerçeklerin sadece güzel yanlarının olmadığını, çirkin taraflarının da var olduğunu ve anlatılması gerekliliğini savunur. Hayatın tozpembe olarak anlatılmasına karşıdır. Dışavurumculuk, seçtiği yöntemlerin temeli bakımından romantizm akımına benzer, ancak aslında bu akımdan oldukça farklıdır. Bu akımda, dış dünyada var olan gerçeklerin, iç dünyanın süzgecinden geçirilerek aktarılması temel amaçtır. Doğal olanı doğal ve olağan olarak anlatılmalıdır anlayışı, 1900’ lü yıllarda ortaya çıkan ekonomik kriz ve paralelinde gelişen savaşlar doğrultusunda, insanlara gösterilmek istenen gerçek dışı dünyaya karşı çıkmış bir akımdır. En başta Freud’ un karşı çıktığı bu akımı, müzikte G. Mahler, Schönberg gibi besteciler müziğe aktarmışlardır.



Teknikler:
  • Bozulmuş çizgiler, şekiller ve abartılı renklerle sanatçının iç dünyası yansıtılır
  • Sivri keskin çizgiler, kırmızı ve tonları öfkeyi, dairesel oluşumlar, mavi ve tonları daha çok sakinliği vurgular
  • Edward Munch, Kirchner, James Ensor ve Oscar Kokoschka bu akımı takip eden sanatçılardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder